ACIMAK

Bu kitabı Reşat Nuri yazmış.Aslında ben böyle kitapları okuyamam.Çünkü çok duygusal bir insanım.2 yıl önce annem bana bir kitap almıştı.Adını şu an tam hatırlayamıyorum.Kitabın ikinci sayfasında karakterin babası ölüyordu.Ben bu sayfayı okuduktan sonra uzun bir süre ağladım ve kitabı okumadan bir tanıdığımıza verdim.Bu kitabın da öyle acıklı olacağını biliyordum.Kitabı elime aldığımda çok uzun bir süre okuyamadım.Çünkü kitapta bir çok kelimenin anlamı vardı.Ben anlamları mı okusam kitabı mı karar verememiştim.Ancak kitaptaki hikaye sonradan hız kazandı.İlk başlarda Zehra ismindeki genç bir kızın babasından çektikleri anlatılıyordu.Bir gün babasının hasta olduğunu öğrendi ama hiç ses etmedi.Daha sonra hastanın durumunun ağırlaştığını öğrenince İstanbul'a yola çıktı.İstanbul'a vardığında babasının ölmüş olduğunu öğrendi.Babasından kalan bir sandık olduğunu da öğrendi.Sandığı açınca içinden bir hatıra defteri çıktı ve okumaya başladı.Bu defterde merhumun anıları yazılıydı.kitabın sonlarına doğru bu babanın masum suçlunun Zehra'nın annesi ve anneannesi olduğunu öğreniyoruz.Bu kitaptan insanın içinin ve dışının bir olmadığını bazı insanların para için her şeyi yapabileceğini öğrendim.

AĞLARSIN

Kırdığın kadehte kalan ömrümden,
Ağlarsın içtiğin yılları bilsen.
Hicrinle sararıp solan ömrümden,
Ağlarsın biçtiğin dalları bilsen.

Sefiller gücünü bende sınadı,
Kimi kaçık dedi, kimi bunadı;
Berduş eleştirdi,sarhoş kınadı,
Ağlarsın düştüğüm dilleri bilsen.

Ar ettim sakladım uğraşlarımı,
Haberdar etmedim sırdaşlarımı.
Gizlemek isterken gözyaşlarımı,
Ağlarsın seçtiğim yolları bilsen.

Felsefe böyledir divanelerde,
Teselli aranır bahanelerde,
Bir kadeh mey için meyhanelerde,
Ağlarsın döktüğüm dilleri bilsen.

Ateşe su dedim göz göre göre,
Aklım zavallıydı duyguma göre,
Bahtına şükretti Mecnun bin kere,
Ağlarsın düştüğüm çölleri bilsen.

Cemal Safi

DAYAN KALBİM

Seni dağladılar, değil mi kalbim, 

Her yanın, içi su dolu kabarcık. 

Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; 

Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. 

Sensin gökten gelen oklara hedef; 

Oyası ateşle işlenen gergef. 

Çekme üç beş günlük dünyaya esef! 

Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!

Necip Fazıl KISAKÜREK

SESSİZ GEMİ

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.  

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Yahya Kemal BEYATLI

MERDİVEN

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak

Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…

Sular sarardı… Yüzün perde perde solmakta

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller

Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller

Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki rûha dolmakta

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…

                               AHMET HÂŞİM

YANLIŞ BİLİNEN ATASÖZÜ VE DEYİMLER

Şimdi de size yapmış olduğum ödevin konusu olan yanlış bilinen atasözü ve deyimlerden en önemlilerini yazacağım:
1-''Güzele bakmak sevaptır.'' sözü ''Güzel bakmak sevaptır.''şeklindedir.
2-''Göz var nizam var.'' sözü ''Göz var izan var.(izan:anlayış)''şeklindedir.
3-''Kısa kes Aydın havası olsun.'' sözü ''Kısa kes Aydın abası olsun''şeklindedir.
4-''Su uyur düşman uyumaz.'' sözü ''Sü uyur düşman uyumaz.(sü:asker)''şeklindedir.
5-''Saatler olsun.'' sözü ''Sıhhatler olsun.''şeklindedir.
6-''Su küçüğün söz büyüğün.''sözü ''Sus küçüğün söz büyüğün.'' şeklindedir.
7-''Elinin körü'' sözü ''Ölünün kürü.(kür:mezar)'' şeklindedir.
8-''Sıfırı tüketmek.'' sözü ''Zafiri tketmek.(zafir:soluk)'' şeklindedir.
9-''Geçti Bolu'nun pazarı sür eşeği Niğde'ye.''sözü ''Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye.(Bor:Niğde'nin ilçesi)''şeklindedir.
10-''Ana gibi yar,Bağdat dibi diyar olmaz.'' sözü ''Ane gibi yar,Bağdat gibi diyar olmaz.(ane:Bağdat'ta bir uçurum,yar:uçurum)''şeklindedir.
11-''Eşek hoşaftan ne anlar.'' sözü ''Eşek hoş laftan ne anlar.''şeklindedir.

BİR BAYRAK RÜZGAR BEKLİYOR

Bugün de size yine çok sevdiğim bir şiiri yazacağım bu şiirin ben ilk okuduğumda çok etkilenmiştim.Şiiri ben sunucuyken okumak istemiştim ancak program kısa süreceğinden okuyamayacağım söylendi ben çok üzülmüştüm.O gün sunucu olduğum için de ayrıca çok mutluydum.Daha sonra Türkçe proje ödevimde bu şiiri kullandım.Ödevin konusu Türkiye ile ilgili şiirlerdi.Öğretmenim ödevimi görünce çok beğendi ve bana içinden bazı şiirleri okumamı istedi ve bende ''BİR BAYRAK RÜZGAR BEKLİYOR''şiirini okudum.Şimdi size o şiiri de yazacağım.

BİR BAYRAK RÜZGAR BEKLİYOR

Şehitler tepesi boş değil,
Biri var,bekliyor...
Ve bir göğüs nefes almak için
Rüzgar bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye,
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli.
Kim demiş Meçhul Asker diye?
Destanını yapmış,kasideye kanmış...
Bir el ki ahiretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer
Öpsün diye faniler.
Öpelim temizse dudaklarımız...
Fakat basmasın toprağına
Temiz değilse ayaklarımız.
Rüzgarını kesmesin gövdeler...
Sesinden yüksek çıkmasın
Nutuklar,kasideler!

Geri gitsin alkışlar,geri...
Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
Ona oğullardan,analardan
Dilekler yeter...
Yazın sarı,kışın beyaz
Çiçekler yeter.
Söyledi söylenenler demin...
Gel süngülü yiğit,alkışlasınlar,
Şimdi sen söyle söz senin!
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağına kahraman bekliyor...
Ve bir bayrak dalgalanmak için
Rüzgar bekliyor.
Destanı öksüz,sükutu derin
Meçhul Askerin...
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye,
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli...
Kim demiş Meçhul Asker diye?

Arif Nihat ASYA

               ARiF NiHAT ASYA